Dünlerin Getirdiği IV

Otuzlu yaşlarıma geldiğimde, "nasılsın" sorusu sorulmadan anlatılan her hâlin en korkunç ilk yardım çağrısı olduğunu anlamıştım. Altmışımda ölürken "bu sefer iyi kaybettik" diye ağlamıştım.

Yaşadığım hayatın henüz bir numarası olmayabilir fakat tüm renksizliğine rağmen onu seviyorum. Hiç beklemediği bir anda ellerinden tutup "Ne olursa olsun, sen benim hayatımsın ve bu asla değişmeyecek!" diyorum. Beni anladığını düşündürecek hareketler ve olaylar meydana getiriyor. Sonra, uzun süre konuşmuyoruz.

Tüm bunlar olurken bir kadın beni seviyor. Ben başka bir kadını seviyorum. O ise başka bir adamı seviyor. O adamı hiç sevmiyorum. Zaman bu şekilde akıp giderken; birbirinin fotokopisi olabilecek ilişkilerime vurulu "aslı gibidir" mührünü görmezden gelemiyorum.




Canan Erbil - Mémoire Involontaire

Share: